Milli Eğitim Bakanlığı, ücretli öğretmen görevlendirmelerinde performans puanı uygulamasını hayata geçiriyor. 2025-2026 eğitim öğretim yılında görev almak isteyen öğretmenler, okul müdürlerinden alacakları yıl sonu değerlendirme puanına göre seçilecek. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitim kalitesini artırmak amacıyla ücretli öğretmen görevlendirmelerinde köklü bir değişime imza atıyor. Gelecek eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak yeni sistemle, ders ücreti karşılığı görev yapan öğretmenler için "yıl sonu değerlendirme puanı" zorunlu hale getirildi. Bu puanlama, sadece diploma ve KPSS notu gibi kriterlerin ötesine geçerek, öğretmenin mesleki performansını ön plana çıkaracak. İşte ücretli öğretmenlik müessesesinde bir dönüm noktası olacak bu önemli düzenlemenin tüm detayları...
Ücretli Öğretmenlikte Devrim Niteliğinde Değişiklik: Performans Esaslı Görevlendirme Dönemi Başlıyor!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türk eğitim sisteminde niteliği ve verimliliği artırma hedefi doğrultusunda, ücretli öğretmenlerin görevlendirme süreçlerinde çığır açacak bir düzenlemeyi hayata geçiriyor. Gelecek 2025-2026 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak olan bu yeni sistemle birlikte, ders ücreti karşılığı görev yapan öğretmenler için "yıl sonu değerlendirme puanı" şartı getirildi. Bu kritik hamle, ücretli öğretmenlik müessesesinde bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor; artık sadece diploma ve KPSS puanı gibi statik kriterler değil, aynı zamanda öğretmenin bir eğitim yılı boyunca sergilediği dinamik mesleki performans da görevlendirmelerde belirleyici olacak.
Yeni düzenlemenin merkezinde, okul müdürleri tarafından yapılacak olan kapsamlı yıl sonu performans değerlendirmeleri yer alıyor. 2024-2025 eğitim öğretim yılı boyunca görev yapan tüm ücretli öğretmenler, sene sonunda görev yaptıkları okulların müdürleri tarafından detaylı bir değerlendirmeye tabi tutulacak.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamalara göre, bu değerlendirme sonucunda belirlenen kriterlerin yarısından fazlasını karşılayamayan, yani performans açısından yetersiz görülen ücretli öğretmenler, bir sonraki eğitim öğretim yılında (2025-2026) yeniden görev alamayacak. Değerlendirme sonuçları, okul müdürleri tarafından ıslak imzalı resmi evraklarla ilçe milli eğitim müdürlüklerine teslim edilecek, böylece sürecin şeffaf ve denetlenebilir bir şekilde yürütülmesi sağlanacak. Bu adımla, eğitimde kalitenin artırılması ve daha nitelikli bir eğitimci kadrosunun oluşturulması hedefleniyor.
Peki, ücretli öğretmenlerin kaderini doğrudan etkileyecek bu performans değerlendirme kriterleri neleri içeriyor? Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen performansını çok yönlü bir bakış açısıyla ele alan detaylı bir kriter listesi belirledi. Bu kriterler, öğretmenin sadece dersteki akademik başarısını değil, aynı zamanda mesleki tutum ve davranışlarını, iletişim becerilerini ve kurumsal uyumunu da ölçmeyi amaçlıyor. Başlıca değerlendirme alanları ve bu alanlardaki detaylar şöyle sıralanıyor:
Bu detaylı değerlendirme sistemiyle, ücretli öğretmen görevlendirmelerinde daha adil, objektif ve nitelik odaklı bir yapı kurulması hedefleniyor. Uygulama, 2025-2026 eğitim öğretim yılı itibarıyla başlayacak ve eğitim kalitesini artırma yolunda önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Editör Yorumu
Milli Eğitim Bakanlığı'nın ücretli öğretmenlikte performans değerlendirmesi esasına dayalı bu yeni uygulaması, eğitimde kalite standartlarını yükseltme amacıyla atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak bu tür sistemlerin etkili olabilmesi için değerlendirme süreçlerinin hem şeffaf hem de objektif yürütülmesi büyük önem taşır. Okul yöneticilerinin inisiyatifine bırakılacak bir süreçte, keyfi ya da kişisel yaklaşımların devreye girmemesi adına denetim mekanizmalarının da aynı ölçüde güçlendirilmesi gerekir.
Öte yandan, ücretli öğretmenlerin çalışma koşulları ve özlük hakları hâlâ tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Performans odaklı sistemler, öğretmenleri sadece bir puanlama yarışına sürüklemekten öteye geçip, mesleki gelişimlerini gerçekten destekleyen yapılar hâline getirilebilirse anlam kazanacaktır. Aksi halde sistem, nitelik artırmak yerine yalnızca geçici çözümler üretir ve adalet duygusunu zedeler.
Peki; Sizce bu uygulama eğitim sistemine katkı sağlar mı?