Milli Eğitim Bakanlığı, sayıları hızla artan ve "fenomen" olarak adlandırılan öğretmenlere yönelik tarihin en kapsamlı denetim sürecini başlatıyor! Özellikle 10 bin takipçi sınırını aşan eğitimcilerin sosyal medya hesapları, "devlet memuru vakarı" ve "okul mahremiyeti" ilkeleri ışığında mercek altına alındı. CİMER ve MEBİM üzerinden gelen yoğun şikayetler üzerine harekete geçen Bakanlık, mesai saatini takipçi kasmaya ayıran ve öğrencileri birer "dekor" gibi kullanan isimlere karşı tolerans tanımayacak. Kınama cezasından meslekten ihraca kadar uzanan disiplin süreci, öğretmenlik kariyerinde geri dönülemez bir yol ayrımı anlamına geliyor. Peki, hangi paylaşımlar suç sayılacak? Velilerin izni olmadan çekilen videoların cezası ne olacak? İşte eğitim dünyasını sarsan o disiplin yönetmeliğinin tüm detayları ve beklenen yaptırım listesi...
Mavi Tikli Öğretmenlere Kötü Haber: Disiplin Süreci Kapıda
Milli Eğitim Bakanlığı, sosyal medya platformlarında yüksek etkileşim ve takipçi sayısına ulaşan öğretmenlere yönelik kapsamlı bir inceleme süreci başlatmaya hazırlanıyor. Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, özellikle 10 binin üzerinde takipçisi bulunan ve paylaşımlarıyla devlet memuru vakarına aykırı davrandığı değerlendirilen öğretmenler mercek altına alındı.
MEB'in yürüttüğü ön değerlendirmelerde, bazı öğretmenlerin mesai saatlerinde eğitim-öğretim faaliyetleri yerine kişisel sosyal medya hesaplarını ön plana çıkardığı, bu durumun ise kamu hizmetinin niteliğini olumsuz etkilediği yönünde tespitler yapıldığı belirtiliyor.
Bakanlık, kamuoyunda "fenomen öğretmen" olarak anılan, sosyal medya üzerinden içerik üreten ve geniş kitlelere hitap eden hesapları özel olarak incelemeye aldı. Eğitim ortamlarında çekilen videolar, sınıf içi paylaşımlar, öğrencilerle ilgili görüntüler ve kamu görevine zarar verebilecek ifadeler değerlendirme kapsamına giriyor.
Yetkililer, sosyal medyanın tamamen yasaklanmasının söz konusu olmadığını ancak paylaşımların devlet memurluğu sorumluluğu, öğretmenlik meslek etiği ve öğrenci hakları çerçevesinde yapılması gerektiğini vurguluyor.
Yapılacak tespitler doğrultusunda öğretmenler hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanacak. İhlalin ağırlığına göre disiplin süreci kademeli şekilde ilerleyecek.
Bakanlık kulislerinde konuşulan olası yaptırımlar şöyle sıralanıyor:
MEB yetkilileri, bu sürecin bir "sosyal medya yasağı" olarak değerlendirilmemesi gerektiğini özellikle vurguluyor. Hedefin, öğretmenlerin bireysel ifade özgürlüğünü sınırlamak değil; kamu hizmetinin saygınlığını, eğitim ortamlarının güvenliğini ve öğretmenlik mesleğinin itibarını korumak olduğu ifade ediliyor.
Özellikle öğrencilerin görüntülerinin izinsiz paylaşılması, sınıf ortamlarının içerik üretim alanına dönüştürülmesi ve öğretmenlik kimliğinin ticari kazanca konu edilmesi, Bakanlığın hassasiyet gösterdiği başlıklar arasında yer alıyor.
Gelişme, eğitim camiasında geniş yankı uyandırdı. Bazı öğretmenler düzenlemeyi mesleki disiplin açısından gerekli bulurken, bazı kesimler sınırların net çizilmesi gerektiğini savunuyor. Sendikalar ise sürecin keyfiyete yol açmaması, somut kriterlere dayanması ve savunma hakkının titizlikle korunması gerektiğini dile getiriyor.
Uzmanlara göre, bu adım öğretmenlerin sosyal medyadaki varlığını tamamen ortadan kaldırmayacak ancak "içerik üreticisi mi, kamu görevlisi mi?" sorusunu yeniden gündeme taşıyacak.
MEB'in başlatmaya hazırlandığı bu disiplin süreci, öğretmenlik mesleği ile sosyal medya arasındaki sınırların yeniden tanımlandığı bir dönemin habercisi olarak görülüyor. Önümüzdeki günlerde yapılacak resmi açıklamalar, sürecin kapsamını ve uygulanacak kriterleri netleştirecek.