Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki okul yöneticileri, asli görevleri olan eğitim faaliyetlerinden uzaklaşarak mali ve idari işlemlerle boğuşuyor. Eğitim camiası, bu görevlerin memurlara devredilmesini ve yöneticilerin yeniden öğrencilerle buluşmasını talep ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde görev yapan okul yöneticilerinin, asli görevleri olan eğitim-öğretim faaliyetlerinden uzaklaştığına dair önemli eleştiriler dile getiriliyor. Yöneticilerin, okulların mal ve hizmet alımlarından fatura işlemlerine, inşaat ve bakım onarım işlerinden personel özlük işlemlerine kadar sayısız idari ve mali yükümlülükle boğuştuğu belirtiliyor. Bu durum, okulun başarısı ve öğrenci gelişimiyle doğrudan ilgilenmelerini engelliyor. İşte bu soruna çözüm önerileri ve MEB'e yapılan kritik çağrı...
Okul Yöneticileri Eğitimden Uzaklaşıyor: MEB'e Kritik Çağrı, "İdari Yükler Memurlara Devredilmeli!"
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde görev yapan okul yöneticilerinin, asli görevleri olan eğitim-öğretim faaliyetlerinden giderek uzaklaştığı yönündeki eleştiriler giderek artıyor. Öğretmen kadrosunda bulunmalarına rağmen yöneticilik görevini belirli süreliğine ve görevlendirme usulüyle yapan bu personel, ne yazık ki eğitimden çok idari ve bürokratik işlerle meşgul olmak zorunda kalıyor. Bu durum, okulların akademik başarısı ve öğrencilerin gelişimi üzerinde olumsuz etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Yönetmelikte "eğitim öğretim faaliyetlerinden ayrı tutulamaz" ibaresi bulunmasına ve okul yöneticilerine ders görevleri verilmesine rağmen, sahadaki gerçeklik çok farklı bir tablo çiziyor. Okul müdürleri ve yardımcıları, eğitimle doğrudan alakası olmayan pek çok yan görevle uğraşmak zorunda kalıyor. Bu görevler arasında şunlar öne çıkıyor:
Bu yoğun ve zaman alıcı yan görevler, okul yöneticilerinin öğrencilere, öğretmenlere rehberlik etme ve okulun başarısıyla doğrudan ilgilenme zamanını kısıtlıyor.
Eğitim camiasından gelen ortak çağrı, okul yöneticilerinin bu kapsamda yürütmüş oldukları birçok görevin, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde görev yapan memurlar tarafından üstlenilmesi. Özellikle personel özlük işleri, okullara gelen faturaların takibi ve çeşitli alımlar gibi yoğun evrak ve prosedür gerektiren işlemlerin, merkezi birimlerce veya daha fazla idari personelce yürütülmesi, yöneticilerin üzerindeki yükü hafifletebilir.
Bu sayede, okul yöneticilerinin asıl odak noktası olan eğitim-öğretim faaliyetlerine geri dönmeleri sağlanabilir. Yöneticilerin düşüneceği tek şey, öğrencilerin akademik durumları, okulun genel başarısı, belirlenen hedeflere ulaşmak ve öğretmenlere akademik rehberlik edecek faaliyetlerde bulunmak olmalıdır.
MEB'in bu soruna yönelik yapısal bir çözüm getirerek, okul yöneticilerinin üzerindeki idari ve mali yükü azaltması, Türk eğitim sisteminin kalitesinin artırılması açısından kritik bir adım olacaktır. Eğitim sendikaları ve paydaşlar, Bakanlık'tan bu yönde somut adımlar beklemektedir.