Tarih: 21.10.2025 14:05

Öğretmenlerin Ek Ders Ücretlerinde Kritik Ayrım: Kesinti Tehdidi Hangi Kalemleri Vuruyor?

Facebook Twitter Linked-in

Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmenlere ödenen ek ders ücretlerinde yeni bir uygulama dönemine geçiyor. Artık egzersiz, DYK ve destekleme kurslarında öğrencilerin derse katılmaması halinde ek ders ödemesi yapılmayacak. Yönetmelik gereği usulsüz yapılan ödemeler ise geri alınacak.

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmenlerinin ek ders ücreti ödemelerine ilişkin kritik bir ayrım netleşti. Yönetmelik, örgün eğitim saatleri dışındaki görevlerde öğrencilerin derslere katılmaması durumunda ek ders ücretlerinin kesilmesini öngörüyor. Buna göre; Egzersiz, Destekleme ve Yetiştirme Kursu (DYK) ve destek eğitim gibi faaliyetlerde öğrenci yokluğunda yapılan ek ders ödemeleri geri istenebilecek. Ancak sendikaların açtığı davalar sayesinde, örgün eğitim saatlerindeki ek ders ve nöbet ücretlerinde kesinti yapılmasının önüne geçildi. Yasal faiziyle geri ödeme yüküyle karşılaşma riski taşıyan öğretmenlerin dikkatli olması gerekiyor.

MEB'de Yeni Ek Ders Dönemi: "Öğrenci Yoksa Ücret Yok" Uygulaması Eğitimde Ne Anlama Geliyor?

Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin ek ders ödemelerine ilişkin sessiz ama etkili bir düzenlemeye gidiyor.
Uzun süredir sendikalar, öğretmenler ve idareciler arasında tartışma konusu olan ek ders ve nöbet ücretleri, yeni bir döneme giriyor.
Bakanlık, özellikle öğrencinin katılım göstermediği derslerin ücretlendirilmesi konusunda tavrını netleştirdi:
"Ders fiilen yapılmadıysa, ücret de ödenmeyecek."

Ancak bu karar, yalnızca mali bir düzenleme olarak değil, eğitim yönetiminin adalet, sorumluluk ve etik sınırları açısından da geniş yankı uyandırıyor.

Ek Ders Savaşları: Yıllardır Süren Bir Çatışmanın Yeni Perdesi

Türkiye'de öğretmenlerin ek ders sistemi, neredeyse her dönemin tartışmalı başlıklarından biri.
Bir yanda dersine hazırlık yapmış, öğrencisi gelmediği için sınıfta bekleyen öğretmenler; diğer yanda ise fiilen yapılmayan dersin "hakkı" olup olmadığı sorusunu gündeme getiren yönetmelik hükümleri...

MEB yönetmeliği açık: "Ders fiilen yapılmadıkça ek ders ücreti ödenmez."
Fakat yıllardır bu hüküm, sahada çoğu zaman esnetilerek uygulanıyordu. Çünkü öğretmenler görev başındaydı, sınıfta hazırdı, planlı derse gelmişti. Bu durumda birçok mahkeme, öğretmenin "fiili görev yaptığı" yönünde karar verip, ücretlerin kesilmemesi gerektiğine hükmetmişti.

Şimdi ise tablo değişiyor. MEB, örgün eğitim saatlerinde ücretlerin ödenmeye devam edeceğini, ancak egzersiz, DYK ve destek eğitim kurslarında öğrencinin gelmemesi halinde ücretin iptal edileceğini resmen duyurdu.

Sendikalar Kazandı, Ama Sınırlı Bir Zafer

Eğitim sendikaları, son yıllarda açtıkları davalarla önemli kazanımlar elde etmişti.
Mahkeme kararları, "öğretmenin ders için hazır bulunmasının görev kabul edilmesi gerektiği" yönündeydi.
Bu sayede pek çok öğretmen, öğrenci gelmese dahi ek ders ücretini almaya devam etti.

Ancak yeni dönemde bu kazanımın kapsamı daralıyor.
MEB, örgün derslerdeki ücretlerin ödenmesini sürdürürken, ders dışı faaliyetleri fiili katılıma bağladı.
Yani, kurs, egzersiz, destek eğitimi gibi faaliyetlerde öğrenciler derse katılmadıysa, öğretmen ücret alamayacak — ödenmişse geri alınacak.

Sendikalar bu değişikliğe temkinli yaklaşıyor.
"Öğrencinin devamsızlığının sorumlusu öğretmen değildir." diyen eğitimciler, öğretmenin emeğini öğrencinin inisiyatifine bağlamanın adil olmadığını savunuyor.

Okul Yönetimleri Baskı Altında: "Usule Aykırı Ödeme" Uyarısı

Yeni düzenlemede dikkat çeken bir diğer madde, sorumluluğun doğrudan okul yönetimlerine verilmesi.
Öğrencinin derse gelmemesine rağmen yapılan ek ders ödemeleri, "usule aykırı" kabul edilecek.
Bu ödemelerin hem öğretmenden hem okul yönetiminden yasal faiziyle geri talep edilebileceği ifade ediliyor.

Bu durum, okul müdürleri için de yeni bir baskı unsuru anlamına geliyor.
Çünkü çoğu zaman öğretmenle yönetim arasında "öğrenci geldi mi, gelmedi mi?" tartışması yaşanıyor.
Uygulamada her iki taraf da haklı gerekçelerle kendini savunuyor:

Fiili Katılım Şartı Ne Getirir, Ne Götürür?

Bu yeni sistemin en büyük artısı, mali disiplini güçlendirmesi.
Eğitimde her kuruşun doğru kullanılmasını isteyen bir anlayışla bakıldığında, MEB'in bu kararı, kamu kaynaklarının daha şeffaf yönetilmesi açısından doğru bir adım olarak görülebilir.

Ancak diğer yandan, öğretmen motivasyonunu olumsuz etkileme riski de yüksek.
Çünkü öğretmenler çoğu zaman kursları, egzersizleri ya da destek eğitimlerini gönüllü bir sorumluluk bilinciyle yürütüyor.
Bu derslere katılımın az olması, çoğu zaman öğretmenden değil, öğrencinin isteksizliğinden veya velinin yönlendirmesinden kaynaklanıyor.

Dolayısıyla, "öğrenci gelmedi, ücret yok" denklemi, öğretmenin emeğini görünmez kılabilir.
Eğitimde başarı yalnızca planla değil, moral ve motivasyonla da mümkün.

"Öğretmen Hazırsa Görevini Yapmıştır" Görüşü Yeniden Gündemde

Eğitim hukukçuları, bu düzenlemenin bazı gri alanlar barındırdığını düşünüyor.
Çünkü öğretmen, mevzuata göre görevli olduğu saatte okulda ve derse hazırsa, "görevini yerine getirmiş" sayılıyor.
Öğrenci devamsızlığı öğretmen sorumluluğuna girmez.

Bu açıdan bakıldığında, yeni düzenleme öğretmen aleyhine bir eşitsizlik yaratabilir.
Bazı hukukçular, önümüzdeki aylarda bu uygulamanın yeniden yargıya taşınabileceğini söylüyor.
Eğer mahkemeler yine öğretmen lehine karar verirse, MEB yeni bir hukuki denge arayışına girebilir.

Bir Sonuç Yerine: Emeğe Saygı, Düzenlemeye Denge

MEB'in "öğrenci yoksa ücret yok" kararı, ilk bakışta mali bir tedbir gibi görünse de, aslında çok daha derin bir meseleyi açığa çıkarıyor:
Eğitimde emeğin ölçüsü nedir?

Bir öğretmen sabah erkenden okula gidip sınıfını hazırlamış, defterini açmış, derse hazır bekliyorsa — o an görevini yapmış sayılmaz mı?
Yoksa emeğin değeri, yalnızca karşısında oturan öğrenci sayısıyla mı ölçülür?

Bu tartışma önümüzdeki günlerde daha da büyüyecek gibi görünüyor.
Sendikalar yeni bir hukuk süreci hazırlığında, öğretmenler ise sessiz ama derin bir kırgınlık içinde.
Birçoğu "Biz öğrencimizi beklerken bile görev başındayız." diyor.

Eğitimde dengeyi bulmak kolay değil. Ama denge, daima adaletle, liyakatle ve emeğe saygıyla kurulur.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —