Milli Eğitim Bakanlığı'nın norm kadro fazlası öğretmenlerin yer değişikliği işlemlerine dair yayımladığı resmi yazı, eğitim camiasında hem rahatlama hem de büyük bir endişe yarattı. Geçmiş yargı kararlarını dikkate alan Bakanlık, aile birliğini korumak adına eşi çalışan öğretmenleri resen atama kapsamı dışında tutarken; bekar öğretmenler ve eşi çalışmayan eğitimciler için tablo pek de net değil. Resmi metinde yer almayan "mesafe sınırı" ve "kilometre kısıtlaması" gibi detaylar, binlerce öğretmenin kendi isteği dışında çok uzak noktalara atanma ihtimalini güçlendiriyor. Peki, bu hukuki boşluk nasıl doldurulacak? Mazereti bulunmayan öğretmenleri bekleyen "belirsiz mesafe" tehlikesinin perde arkasını inceliyoruz...
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından norm fazlası öğretmenlerin yer değişikliğine ilişkin yayımlanan son resmi yazı, eğitim camiasında geniş yankı uyandırdı. Düzenleme, geçmiş yargı kararları doğrultusunda aile birliği mazeretini koruyan hükümler içerirken, bazı öğretmen grupları açısından yeni soru işaretlerini de beraberinde getirdi.
Özellikle bekâr olan ya da eşi çalışmayan öğretmenlerin durumu, sahada en çok tartışılan başlıkların başında geliyor. Resmi yazıda bu gruba ilişkin açık ve bağlayıcı bir mesafe sınırı tanımlanmaması, resen atama ihtimalini yeniden gündeme taşıdı.
Bakanlığın yayımladığı düzenlemede dikkat çeken en önemli unsur, aile bütünlüğüne verilen önem oldu. Daha önce açılan davalarda öğretmenler lehine sonuçlanan mahkeme kararlarının metne yansıdığı görülüyor. Buna göre;
Eşi çalışan öğretmenler
Aile birliği mazereti bulunanlar
Özür grubu kapsamında yer alanlar
resen atama uygulamasının dışında tutuluyor. Bu durum, özellikle aile bütünlüğü nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin tekrar etmemesi adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Asıl tartışma ise mazereti bulunmayan öğretmenler üzerinde yoğunlaşıyor. Resmi yazıda, bekâr öğretmenlerin veya eşi çalışmayan öğretmenlerin hangi mesafe sınırları içinde görevlendirilebileceğine dair net bir kilometre düzenlemesi yer almıyor.
Bu durum, idareye geniş bir takdir alanı tanırken, öğretmenler açısından ciddi bir belirsizlik doğuruyor. Özellikle büyükşehirlerde görev yapan norm fazlası öğretmenlerin, kendi istekleri dışında çok uzak ilçelere görevlendirilme riski söz konusu.
Eğitim sendikaları ve hukukçular, bu belirsizliğin ilerleyen süreçte yeni davalara zemin hazırlayabileceğine dikkat çekiyor. Mevzuatta açık bir mesafe kriteri olmaması, uygulamada farklı il ve ilçelerde farklı yorumlara neden olabiliyor. Bu da öğretmenler arasında eşitsizlik algısını güçlendiriyor.
Uzmanlara göre, Bakanlığın yeni bir açıklama yaparak resen atamalara ilişkin mesafe ve kriterleri netleştirmemesi halinde, özellikle genç ve bekâr öğretmenlerin mağduriyetleri artabilir.
Norm fazlası öğretmen düzenlemesi, aile birliği açısından doğru bir zemine oturmuş görünüyor. Ancak bekâr öğretmenlerin "esnek insan kaynağı" gibi görülmesi, yıllardır çözülemeyen yapısal bir sorunu yeniden hatırlatıyor. Öğretmenlik mesleği, medeni duruma göre farklı hak rejimleriyle yönetilmemeli. Belirsizlik, en büyük mağduriyettir.
Kulislere yansıyan bilgilere göre, bazı illerde il milli eğitim müdürlükleri resen atamalarda "aynı il sınırları" yorumunu esas alırken, bazı bölgelerde ilçe bazlı çok daha geniş görevlendirmeler gündeme geliyor. Bakanlık merkezinde ise bu konuda ek bir genelge ihtiyacının değerlendirildiği konuşuluyor.
Hangi Öğretmenler Resen Atama Riski Altında?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın norm fazlası öğretmenlere ilişkin son resmi yazısı, bazı gruplar için koruma sağlarken bazı öğretmenleri ise açık bir belirsizlik alanında bırakıyor. İşte mevcut düzenlemeye göre risk haritası:
Herhangi bir özür durumu bulunmayan, aile birliği mazereti sunamayan bekâr öğretmenler, norm fazlası olmaları halinde resen atamaya en açık grup konumunda.
Resmi yazıda kilometre sınırı, ilçe sınırı ya da makul mesafe tanımı yer almadığı için bu öğretmenler çok uzak ilçelere görevlendirilme riski ile karşı karşıya.
Eşi kamu ya da özel sektörde çalışmayan öğretmenler de aile birliği mazereti kapsamında değerlendirilmediğinden, bekâr öğretmenlerle benzer hukuki zeminde yer alıyor.
Bu grup için de "en fazla şu kadar kilometre" gibi koruyucu bir hüküm bulunmuyor.
İsteğe bağlı yer değiştirme sürecinde tercih yapmayan ya da tercihlerine yerleşemeyen norm fazlası öğretmenler, idarenin doğrudan resen atama yetkisi kapsamına giriyor.
Bu durum özellikle büyükşehirlerde ilçe dışı görevlendirmeleri gündeme getiriyor.
Aile birliği mazereti bulunan, eşi fiilen çalışan öğretmenler için son yazıda resen atamaya kapı kapatılmış durumda. Bu, geçmiş yargı kararlarının sahaya yansıması olarak değerlendiriliyor.
Sağlık, can güvenliği ve bakmakla yükümlü olunan bireyler gibi belgeli mazereti olan öğretmenler için resen atama riski oldukça sınırlı.
Buradaki temel sorun, resen atamanın varlığı değil; sınırlarının çizilmemiş olması.
Bekâr ya da eşi çalışmayan öğretmen, hangi ilçeye, hangi mesafeye, hangi ölçüte göre gönderileceğini bilmiyor. Hukukta belirsizlik, idare için kolaylık; çalışan için ise ciddi bir mağduriyet üretir.
Bakanlık net bir kilometre ve ilçe sınırı koymadığı sürece bu dosya her yıl yeniden açılacak gibi görünüyor.