Yeni yılın ilk sabahına hangi maaşla uyanacağız? Memur dünyasında haftalardır konuşulan "30 bin TL'lik özel zam" planının sendikal tepkiler üzerine geri çekilmesi, tüm kamu personeli için "toplu bir seyyanen zam" umudunu yeşertmişti. Ancak asgari ücretin %27 olarak belirlenmesi ve Hazine ile Maliye Bakanlığı'nın enflasyonla mücadeledeki kararlı duruşu, Ocak ayı pazarlıklarını bambaşka bir boyuta taşıdı. Bakan Mehmet Şimşek'in "yüksek zam değil, kalıcı alım gücü" vizyonu doğrultusunda şekillenen %18,7'lik tahmini artış ve 1000 TL'lik taban aylık desteği milyonlarca memurun cebini nasıl etkileyecek? Ekonominin sıkılaşma politikaları ile çalışanların refah talebi arasındaki o ince çizgide yaşanan son dakika gelişmelerini, masadaki tüm senaryolarla birlikte detaylandırıyoruz...
Ocak Zammı Netleşiyor: Memur Maaşlarında Kritik Hesaplama
Ocak ayında memur maaşlarına yapılacak artış, aralık ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte kesinleşecek. Mevcut tahminlere göre memurlara yaklaşık %18,7 oranında zam yapılması bekleniyor. Bu artışa ek olarak, toplu sözleşme görüşmelerinde alınan karar doğrultusunda 1.000 TL taban aylık zammı da maaşlara yansıtılacak.
Böylece memur maaşlarında hem oransal hem de sabit artış içeren karma bir zam modeli uygulanmış olacak.
Ocak zammının temel bileşenleri şu şekilde şekilleniyor:
%11 toplu sözleşme zammı
Yaklaşık %7,7 enflasyon farkı
1.000 TL taban aylık artışı
Bu tabloya göre memurlar, maaş artışını büyük ölçüde garanti altına almış durumda. Ancak beklentiler yalnızca bu artışlarla sınırlı değil.
Kamuoyunda geniş yankı uyandıran gelişmelerden biri de, üst düzey yöneticiler, müfettişler ve bazı idari kadrolar için planlanan 30.000 TL tutarındaki ilave zammın geri çekilmesi oldu.
Sendikaların yoğun itirazı sonrası gündemden çıkarılan bu düzenleme, kamu personeli arasında "eşitlik" tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bu süreçte sendikalar, yalnızca belirli unvanları kapsayan artışların kabul edilemez olduğunu sık sık dile getirdi.
30 bin TL'lik düzenlemenin iptal edilmesinin ardından, tüm kamu personelini kapsayacak seyyanen zam beklentisi güçlenmişti. Memur sendikaları;
Parçalı maaş artışları yerine,
Ünvan ayırmaksızın,
Tüm kamu çalışanlarını kapsayan
bir seyyanen artış için ortak çağrılar yaptı.
Bu talepler, özellikle düşük maaş gruplarında karşılık bulurken, karar verici makamlar daha temkinli bir yaklaşım sergiledi.
Asgari ücrete yapılan %27 bandındaki artış, memurlar için seyyanen zam ihtimalini zayıflatan en önemli gelişmelerden biri olarak değerlendiriliyor. Ekonomik dengeler açısından bakıldığında, bu artış sonrası kamu maaşlarında ilave ve yüksek maliyetli düzenlemelerin zorlaştığı ifade ediliyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bu noktada harcama disiplini vurgusunu artırdığı dikkat çekiyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, enflasyonla mücadele programı kapsamında maaş artışlarında ölçülü bir çizgi izlenmesi gerektiği görüşünü savunuyor. Bakanlık cephesinde;
Yüksek oranlı zamların enflasyonu tetiklediği,
Kalıcı refah artışının fiyat istikrarı ile sağlanabileceği,
Maaş zamları yerine enflasyonun düşürülmesinin öncelik olması gerektiği
yaklaşımı öne çıkıyor.
Bu görüş, daha önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından da açıkça dile getirilmişti.
Mevcut tabloya bakıldığında:
Ocak zammı ve taban aylık artışı kesinleşmeye yakın,
Seyyanen zam ihtimali ise zayıf ama tamamen kapanmış değil,
Sendikaların baskısının önümüzdeki süreçte devam etmesi bekleniyor.
Memurlar için asıl belirleyici unsur, aralık ayı enflasyon verileri ve sonrasında yapılacak siyasi ve ekonomik değerlendirmeler olacak.