Danıştay İDDK, TEDAŞ'ın yeniden yapılanması sonrası oluşan 'müessese müdürü' unvanının 'genel müdür' statüsüne denk sayılamayacağına hükmetti ve 6400 ek gösterge talebini oybirliğiyle reddetti. Bu emsal karar, binlerce emekli kamu personelinin yüksek ek gösterge hayalini bitirdi.
Ek Gösterge Tartışmalarına Yön Verecek Karar
Kamu çalışanlarının yıllardır süren ek gösterge beklentilerini yakından ilgilendiren kritik bir dosyada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK), bağlayıcılığı yüksek bir karara imza attı. Yıllar önce Ankara Elektrik Dağıtım Müessesesi'nde "müessese müdürü" olarak görev yapan bir yöneticinin, kurumun anonim şirkete dönüşmesi gerekçesiyle talep ettiği 6400 ek gösterge yüksek kurul tarafından hukuki dayanaklardan yoksun bulunarak kesin şekilde reddedildi.
Bu karar, ek gösterge düzenlemelerinde "unvan dönüşümü" tartışmalarını yeni bir çerçeveye oturtarak benzer konumdaki binlerce personel için yol gösterici nitelikte bir içtihat oluşturdu.
Emekli kamu görevlisi, görev yaptığı müessesenin daha sonra Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye dönüşmesini gerekçe göstererek pozisyonunun fiilen genel müdürlük seviyesine çıktığını iddia etmişti. Bu çerçevede SGK'ya başvurarak:
Emeklilik ek göstergesinin 6400'e yükseltilmesini,
Aylığının yeniden hesaplanmasını,
Geriye dönük farkların yasal faiziyle ödenmesini
talep etti.
SGK, unvan denkliği bulunmadığı gerekçesiyle talebi reddedince konu yargıya taşındı. Danıştay 12. Dairesi davacının iddialarını hukuki dayanaktan yoksun bularak ilk aşamada ret kararı verdi. Temyiz sürecinde karar İDDK'ya taşındı ve süreç burada kesin hükme bağlandı.
Kurulun kararındaki en kritik değerlendirmelerden biri, "unvanın mevzuattaki varlığı" üzerinde yoğunlaştı.
TEDAŞ'ın yeniden yapılanma sürecinde pek çok müessese kapatılmış, bazıları şirket yapısına dönüştürülmüş olsa da "müessese müdürü" unvanı 399 sayılı KHK ve 657 sayılı Kanun'un ekli cetvellerinde varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Bu nedenle, mevzuattan tamamen silinen unvanlar için uygulanan ek gösterge belirleme mekanizmasının bu dava için geçerli olmadığı vurgulandı. İDDK, bunun altını çizerek davacının talebine hukuki gerekçe bulamadı.
İDDK, konunun en çok merak edilen boyutuna netlik kazandıran değerlendirmeyi yaptı:
Bir kamu müessesesinin şirketleşmesi ya da bir anonim şirketin kurulması, o müessesenin müdürünü otomatik olarak 'genel müdür' statüsüne taşımıyor.
Kurul, görev tanımları, yetki genişliği, sorumluluk düzeyi ve yönetim kademeleri açısından "müessese müdürü" ile "genel müdür" unvanlarının birbirine denk olmadığını açıkça ifade etti.
Bu tespit, özellikle enerji, ulaşım ve altyapı gibi yeniden yapılandırma süreçleri yaşayan kamu kurumlarında benzer talepte bulunmayı planlayan çalışanlar için önemli bir yol ayrımı yaratıyor.
Kurul, daha önce İstanbul Elektrik Dağıtım Müessesesi ile ilgili verilen kararı da hatırlatarak içtihat birliği sağladı.
Enerji dağıtım sektöründeki dönüşümler sonrası "unvan eşitliği" iddiasıyla açılan davalarda yüksek yargının tutumunun tutarlı ve istikrarlı biçimde sürdüğü görüldü.
Bu doğrultuda İDDK, Danıştay 12. Dairesi'nin kararını tamamen onayarak davayı kesin şekilde sonlandırdı.
Kesinleşen karara göre davacının:
6400 ek gösterge talebi,
Emekli maaşının yeni göstergeden hesaplanması isteği,
Biriken farkların faiziyle ödenmesi yönündeki tüm talepleri
hukuken geçersiz sayıldı.
Bu ret kararı, aynı unvan dönüşümü iddiasıyla başvuru yapmayı planlayan kişilere de "mevzuat belirleyicidir" mesajı veriyor.
Uzmanlara göre bu karar, özellikle elektrik, enerji ve altyapı alanında geçmişte müessese müdürlüğü yapan veya halen aynı unvana sahip olan binlerce çalışan açısından belirleyici olacak.
Ek gösterge hesaplamalarında:
Unvanın hukuki tanımı,
Görev yetki çerçevesi,
Mevzuattaki karşılığı
esas alınmaya devam edilecek.
Bu durum, unvan dönüşümü veya şirketleşme iddiasıyla ek gösterge artışı bekleyen kamu çalışanlarının beklentilerini yeniden şekillendirecek nitelikte.