Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), son günlerde ders kitaplarından ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) hazırlık materyallerinden 'Türkiye Büyük Millet Meclisi' (TBMM) ifadesindeki 'Türkiye' kelimesinin kasten çıkarıldığı yönündeki asılsız iddialara karşı kesin bir yalanlama yayımladı. Bakanlık, tartışmalara tarihsel kronoloji ile açıklık getirdi: 23 Nisan 1920'de açılan Meclis'in ilk resmî adının "Büyük Millet Meclisi" olduğu ve "Türkiye" ibaresinin ancak 8 Şubat 1921'de yasal düzenleme ile eklendiği vurgulandı. Ders kitaplarında kullanılan "Büyük Millet Meclisi" ifadesinin, tarihi sürece sadık kalma amacı taşıdığı belirtilerek, kasıtlı bir ideolojik değişikliğin söz konusu olmadığı teyit edildi. Böylece, kamuoyundaki bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi amaçlandı.
MEB'den TBMM Tartışmalarına Net Açıklama: "İfade Değişikliği Yok, Tarihsel Bağlam Korundu"
Milli Eğitim Bakanlığı, son günlerde sosyal medyada hızla yayılan "ders kitaplarından 'Türkiye Büyük Millet Meclisi' ifadesindeki 'Türkiye' kelimesi çıkarıldı" yönündeki iddialara güçlü ve açıklayıcı bir yanıt verdi. Bakanlık, kamuoyunda oluşturulan algının gerçekle bağdaşmadığını, söz konusu kullanımın tarihsel gerçeklerle birebir uyumlu olduğunu belirtti.
Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, ders kitaplarında kullanılan "Büyük Millet Meclisi" ifadesi yeni bir düzenleme değil; tam aksine, 1920 yılında açılan ilk Meclis'in resmi adını birebir yansıtan tarihsel bir kullanım.
23 Nisan 1920'de kurulan Meclis, o dönem "Büyük Millet Meclisi" adıyla faaliyet göstermiş, "Türkiye" ifadesi ise ancak 8 Şubat 1921'de yapılan yasal düzenlemeyle resmi unvana eklenmişti.
MEB, ders kitaplarında bu kronolojiye sadık kalındığını vurgulayarak, kullanılan ifadenin pedagojik ve tarihsel bütünlüğü korumak amacıyla tercih edildiğini açıkladı.
Bakanlık yetkilileri, kamuoyunda yanlış anlaşılmalara neden olan paylaşımlar üzerine kapsamlı bir bilgilendirme ihtiyacı duydu. Açıklamada, kullanılan ifadenin tarihsel bağlamdan kopuk şekilde "gizli bir değişiklik" gibi yansıtılmasının gerçek dışı olduğu ifade edildi.
Yetkililer, "Ders kitaplarında herhangi bir gizli düzenleme, ideolojik yönlendirme veya isim çıkarımı söz konusu değildir. Tüm içerikler bilimsel temele dayanarak hazırlanıyor ve ilgili akademik kurullarca onaylanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ders kitaplarına yönelik tartışmalar büyürken, aynı dönemde sosyal medyada dolaşan bir başka iddia da MEB tarafından netleştirildi.
2026 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) hazırlık sürecinde "Türkiye" ifadesinin kapsamdan çıkarıldığı" şeklindeki iddiaların tamamen asılsız olduğu bildirildi.
Bakanlık, her yıl olduğu gibi sınavda yer alacak konu ve kazanımların hem okullarla hem de ilgili kurumlarla şeffaf biçimde paylaşıldığını, öğrencilerin kaygıya kapılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığını duyurdu.
MEB yetkilileri, dolaşıma giren yanlış bilgilerin öğrenci, veli ve eğitimcilerde gereksiz bir tedirginlik yarattığını belirtti. Yapılan açıklamanın amacı; hem tarihsel gerçeklere ışık tutmak hem de kamuoyunda hızla yayılan yanlış bilgilerin önüne geçmek olarak ifade edildi.
Bakanlığa göre, ders kitaplarının hazırlanma sürecinde:
Tarihsel belgeler,
Resmi kayıtlar,
Uzman akademisyen görüşleri,
Pedagojik ilkeler
esas alınıyor ve süreç titizlikle yürütülüyor.
Tartışmanın gösterdiği en önemli gerçek, bilgi kirliliğinin eğitim sistemi için ne kadar ciddi bir risk olduğudur.
Kamuoyuna mal olmuş kurum adları, tarihsel unvanlar ve resmi belgeler söz konusu olduğunda, ortaya atılan her iddianın sorgulanması ve doğrulanması gerekir.
MEB'in yaptığı bu açıklama, hem akademik doğruluğun hem de tarihsel hassasiyetin korunması açısından kritik bir adım niteliği taşıyor.