2025 Liselere Geçiş Sistemi (LGS) merkezi sınavı, bu yıl sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda manevi değerleri de ölçen dikkat çekici bir soruyla gündeme oturdu. Milli futbolcu Arda Güler'in "tevekkül inancı" hakkındaki çarpıcı açıklamalarına yer verilen Türkçe sorusu, sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, eğitim çevrelerinde de farklı görüşleri beraberinde getirdi. İşte, LGS'ye damga vuran o soru ve tartışmaların perde arkası...
LGS 2025'e Damga Vuran Soru: Arda Güler'in "Tevekkül" Sözleri Milli Sınavın Gündeminde!
Türkiye'de milyonlarca öğrencinin merakla beklediği Liselere Geçiş Sistemi (LGS) merkezi sınavı, bugün başarıyla tamamlandı. Ancak sınavın ardından kamuoyunda en çok konuşulan konulardan biri, Türkçe testinde yer alan ve milli futbolcu Arda Güler'in "tevekkül inancı" ile ilgili açıklamalarına yer verilen o dikkat çekici soru oldu. Bu alışılmadık soru, sosyal medyada geniş bir tartışma başlatırken, eğitimde "değer temelli" yaklaşımın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Sınavda yer alan tartışmalı sorunun merkezinde, gençlerin ve özellikle futbolseverlerin büyük beğeniyle takip ettiği milli futbolcu Arda Güler vardı. Güler'in bir maç sonrası sevincini ifade etme biçimi üzerinden kurgulanan soruda, onun şu sözlerine yer verildi: "Elimden geleni yapıyorum, çalışıp çabalıyorum; sonucunu Allah'a bırakıyorum." Metin olarak verilen bu ifadelerle birlikte, öğrencilerden "tevekkül" kavramının ne anlama geldiğini sorgulamaları istendi.
Bu soruyla, öğrencilerin sadece akademik bilgileri değil, aynı zamanda manevi ve değer odaklı kazanımlarının da ölçülmesi amaçlandı. Eğitim otoriteleri, çağdaş eğitim anlayışının sadece bilişsel becerileri değil, aynı zamanda ahlaki değerleri ve toplumsal sorumlulukları da kapsadığını vurguluyor.
LGS sınavında bir futbolcunun hayatına dair bir alıntıya yer verilmesi, kamuoyunda farklı tepkilerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı eğitim çevreleri ve veliler, sınavda böyle bir içeriğin gereksiz olduğunu veya sınavın bilimsel niteliğini düşürdüğünü savunurken, birçok eğitimci, veli ve öğrenci ise bu yaklaşımı "hayatla bütünleşik, değer temelli eğitim anlayışı" olarak olumlu karşıladı.
Özellikle genç nesillerin rol model olarak gördüğü bir ismin, tevekkül gibi derin ve evrensel bir kavramla ilişkilendirilmesi, değerler eğitimi açısından son derece başarılı ve yerinde bir hamle olarak değerlendirildi. Bu tür soruların, öğrencilerin sadece ders kitaplarına bağlı kalmadan, hayatın içinden örneklerle değerleri anlamalarına yardımcı olduğu belirtildi.
Sosyal medyada yapılan yorumların büyük kısmı, sorunun hem öğrenciler tarafından kolayca anlaşılır olması hem de içerdiği manevi mesajlar nedeniyle takdir edildiğini gösterdi. Birçok kullanıcı, "Gençlerimize yalnızca bilgi değil, inanç ve ahlaki duruş da kazandırılmalı" gibi yorumlarla, bu tür soruların eğitim sistemindeki önemini vurguladı. Bu tür içeriklerin, gençlerin kimlik gelişimine ve toplumsal değerlere bağlılıklarına katkı sağladığı yönündeki görüşler ön plana çıktı.
Sonuç olarak, LGS'de yer alan Arda Güler sorusu, sınavlarda güncel, ilgi çekici ve anlamlı içeriklere yer verilmesi gerektiği yönündeki eğilimi güçlendirirken; tevekkül inancı üzerinden verilen mesajlarla da geniş kesimlerin takdirini kazandı. Başlangıçta ortaya çıkan küçük çaplı tartışmalara rağmen, bu tarz içeriklerin eğitim sistemine katkı sağladığı ve öğrencilerin çok yönlü gelişimini desteklediği fikri, kamuoyunda giderek daha fazla destek buluyor.
İşte LGS'de çıkan O Soru:
Peki, Milli Eğitim Bakanlığı bundan sonraki sınav süreçlerinde de bu tarz değer temelli ve hayata dokunan içerikleri artırmayı gündeme alacak mı?