İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yayımladığı son rapor, şehirdeki öğretmen açığının düşündüğünden çok daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Norm kadro sayılarına göre hazırlanan veriler, sadece üç branşta 13 bini aşkın öğretmene ihtiyaç duyulduğunu, toplam açığın ise 25 bin 532'ye ulaştığını gösterdi.
İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü'nün yayımladığı son rapora göre, kentin okullarında norm kadro bazında 25.532 kişilik rekor düzeyde öğretmen açığı tespit edildi. En büyük ihtiyaç, 6.219 kişiyle Özel Eğitim Öğretmenliği branşında yoğunlaşırken, Sınıf Öğretmenliği de kritik seviyede. Açığın kapatılması için görevlendirilen ücretli öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun eğitim fakültesi mezunu olmaması ise eğitimin niteliği konusunda ciddi endişelere yol açtı.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan güncel rapor, megakentteki eğitim kurumlarında ciddi bir öğretmen açığı bulunduğunu ortaya koydu.
Resmî verilere göre, İstanbul genelinde toplam 25.532 öğretmen ihtiyacı tespit edildi. Bu sayı, Türkiye'nin en kalabalık şehrinde eğitim hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından dikkat çekici bir tabloya işaret ediyor.
Elde edilen veriler, norm kadro esas alınarak oluşturuldu. Özellikle bazı branşlarda öğretmen açığının kritik seviyelere ulaştığı görüldü.
Rapora göre, İstanbul'da en fazla öğretmen açığı bulunan üç branş şu şekilde sıralandı:
Özel Eğitim Öğretmenliği: 6.219 kişi
Sınıf Öğretmenliği: 5.532 kişi
Okul Öncesi Öğretmenliği: 1.386 kişi
Bu üç alanın toplam açığı 13 bini aşarken, geri kalan 12.395 kişilik ihtiyaç ise diğer branşlara dağılmış durumda.
Uzmanlara göre, bu tablo hem öğrenci başına düşen öğretmen oranını hem de eğitimde fırsat eşitliğini olumsuz etkiliyor.
Raporun bir diğer dikkat çeken yönü, ücretli öğretmen olarak görev yapan kişilerin eğitim geçmişine ilişkin veriler oldu.
İstanbul'daki kadrolu öğretmen açığının büyük kısmı, ücretli öğretmen görevlendirmeleriyle kapatılmaya çalışılıyor. Ancak bu grupta eğitim fakültesi mezunu oranı son derece düşük.
Verilere göre:
6.048 kişi eğitim fakültesi mezunu,
13.050 kişi farklı lisans programlarından mezun,
2.849 kişi ise ön lisans mezunu.
Bu tablo, eğitim kalitesi ve öğretmen niteliği konularında tartışmalara yol açtı.
Eğitim sendikaları ve uzmanlar, branş dışı öğretmen görevlendirmelerinin uzun vadede akademik başarıyı düşürdüğü, öğrencilerin gelişimini olumsuz etkilediği görüşünde birleşiyor.
Eğitim uzmanları, İstanbul'daki bu açığın sadece sayısal bir problem olmadığını, aynı zamanda niteliksel bir kriz anlamına geldiğini belirtiyor.
Öğretmen açığının ücretli ve geçici görevlendirmelerle kapatılmasının kısa vadede çözüm sağlasa da, kalıcı istihdam politikaları olmadan eğitim sisteminde kalitenin düşeceği ifade ediliyor.
Uzmanlara göre, özellikle özel eğitim alanında yaşanan eksiklik, özel gereksinimli öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarının tam olarak karşılanamamasına yol açıyor.
Ayrıca, sınıf öğretmeni açığının fazla olması, özellikle ilkokul düzeyinde temel eğitim kalitesini ciddi biçimde etkiliyor.
Eğitim sendikaları, İstanbul'daki tabloyu "alarm verici" olarak nitelendiriyor.
Sendika temsilcileri, her yıl binlerce öğretmen mezun olmasına rağmen atama sayılarının yetersiz kaldığını belirterek, acil istihdam planlaması yapılması gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca ücretli öğretmenlerin özlük haklarının zayıf olması, öğretmenlik mesleğinin saygınlığına da zarar verdiği görüşü ön plana çıkıyor.
Sendikalar, önümüzdeki dönemde yapılacak öğretmen atama takviminin İstanbul'daki ihtiyacı gözeterek şekillendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Sizce İstanbul'daki öğretmen açığı nasıl giderilebilir?
Eğitimde kalite mi, sayı mı öncelikli olmalı?
Görüşlerinizi bizimle paylaşın — çünkü eğitimin geleceği, hepimizin ortak sorumluluğu.