Türkiye'de öğretmen olma hayali kuran milyonlarca genç için kurallar sil baştan yazıldı! Yılların eskitemediği KPSS sistemi yerini gizemli ve bir o kadar zorlu AGS sınavına bırakırken, doğrudan atama dönemi de resmen tarihe karıştı. Artık öğretmenlik koltuğuna oturmak için Milli Eğitim Akademisi'nde 14 aya varan zorlu bir eğitim sürecini başarıyla tamamlamak şart. Adaylar, 10 bin kişilik kontenjanın en az iki katına çıkarılmasını beklerken, Bakanlık koridorlarından gelen haberler umutları tüketiyor. Peki, Akademi'nin fiziksel kapasitesi neden artırılamıyor? Yıllık öğretmen ihtiyacı verileri atama sayılarını nasıl kilitledi? Bütçe planlamasından sınav sistemine kadar öğretmen adaylarını bekleyen yeni yol haritasının tüm gizli detaylarını sizler için araştırdık...
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atama sisteminde uzun yıllardır süren KPSS uygulamasını sona erdirerek yerine AGS (Akademi Giriş Sınavı) modelini hayata geçirdi. Bu adımla birlikte sadece sınav sistemi değil, öğretmenliğe geçiş yolu da köklü biçimde değişti.
Yeni sistemde öğretmen adayları, doğrudan atama yerine Milli Eğitim Akademileri bünyesinde 12 ila 14 ay sürecek zorunlu bir eğitim sürecine alınacak. Bu eğitimi başarıyla tamamlayan adaylar, ancak bu aşamadan sonra öğretmen olarak atanabilecek.
Milli Eğitim Akademilerine ilk kez yapılacak öğretmen adayı yerleştirmesi için kontenjan 10 bin kişi olarak belirlendi. Öğretmen adayları ve eğitim çevreleri, bu sayının en az 20 bine çıkarılmasını talep ediyor. Ancak mevcut koşullar dikkate alındığında bu beklentinin karşılanması kısa vadede gerçekçi görünmüyor.
Kontenjan artışının önündeki en temel engel, akademilerin fiziksel ve idari kapasitesi. Yıl başında yapılan planlamalar, bütçe düzenlemeleri ve ödenek tahsisleri doğrultusunda Milli Eğitim Akademileri, şimdilik en fazla 10 bin öğretmen adayına eğitim verebilecek şekilde yapılandırıldı.
Kontenjanın artırılabilmesi için;
Akademi sayısının artırılması,
Eğitimci kadrolarının genişletilmesi,
Ek bütçe ve yeni yatırım planlarının devreye alınması
gerekiyor. Mevcut mali ve idari tabloda bu adımların kısa sürede atılması beklenmiyor.
Bakanlığın daha önce yaptığı açıklamalarda, Türkiye genelindeki yıllık öğretmen ihtiyacının yaklaşık 10 bin civarında olduğu ifade edilmişti. Bu tespit, akademilere alınacak aday sayısının da doğrudan belirleyicisi oldu.
Yani kontenjan sınırlaması yalnızca fiziki imkânlarla değil, aynı zamanda uzun vadeli insan kaynağı planlamasıyla da bağlantılı.
AGS sistemiyle birlikte öğretmenlik artık yalnızca sınav başarısıyla kazanılan bir unvan olmaktan çıktı. Akademi modeliyle;
Adayların mesleki yeterlilikleri,
Uygulama becerileri,
Sınıf içi performansları
daha uzun soluklu bir süreçte değerlendirilecek. Bu yönüyle sistem, nitelik vurgusunu öne çıkarıyor ancak kontenjan baskısını da artırıyor.
Özetle; öğretmen adaylarının 20 bin kontenjan beklentisi sahada güçlü biçimde dillendirilse de, mevcut akademi kapasitesi ve MEB'in ihtiyaç projeksiyonu bu artışa şu aşamada izin vermiyor. Eğitim politikalarında "kontrollü geçiş" tercih edilirken, sayıdan çok eğitim sürecinin niteliği öncelik olarak konumlandırılıyor.
Akademi sisteminin sahaya nasıl yansıyacağı ve ilerleyen yıllarda kontenjanların artırılıp artırılmayacağı ise, uygulamanın ilk sonuçlarıyla birlikte daha net görülecek.