Halk Eğitimi Merkezleri'nde (HEM) görevli atölye şeflerinin kesilen ek ders ücretleri konusunda eğitim camiasını yakından ilgilendiren emsal niteliğinde bir yargı kararı çıktı. Eğitim-İş sendikasının açtığı dava sonucunda mahkeme, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılan kesintiyi hukuka aykırı bularak, atölye şeflerinin kazanılmış haklarının iade edilmesine hükmetti.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki Halk Eğitimi Merkezleri'nde görev yapan atölye şeflerinin ek ders ücretleri konusunda yaşanan hukuki anlaşmazlık, öğretmenler lehine sonuçlanan kritik bir yargı kararıyla çözüldü. Bu karar, Türkiye genelinde benzer durumda olan yüzlerce eğitimci için bir emsal teşkil ediyor.
Davaya konu olan temel sorun, MEB'in "Halk Eğitim Merkezlerinde öğretmenlerin atölye şefi olarak görevlendirilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı" gerekçesiyle ilgili öğretmenlerin ek ders ödemelerini durdurmasıyla başlamıştı.
Ancak Eğitim-İş tarafından yürütülen hukuki süreçte mahkeme, Bakanlığın bu gerekçesini kabul etmeyerek kesintinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme kararının gerekçesinde şu hususlar özellikle vurgulandı:
Pozisyonun Varlığı: Halk Eğitimi Merkezleri'nde şeflik pozisyonunun oluşturulabileceği ve bu pozisyon için görevlendirme yapılabileceği tescil edildi.
Usulüne Uygun Atama: Davacı öğretmenin, söz konusu şeflik görevine usulüne uygun olarak atandığı kesinleştirildi.
Kazanılmış Hak: Bu atama ve görev süresi boyunca elde edilen ek ders ücretinin kazanılmış hak olduğu ve kesintiye uğratılmasının yasal dayanaktan yoksun olduğu belirtildi.
Bu kararla birlikte, atölye şeflerinin idari görevlerinin karşılığı olan ek ders ücretlerini almaya devam etmeleri gerektiği hukuken tescillenmiş oldu.
Davanın kazanılmasının ardından Eğitim-İş sendikası yetkilileri, MEB yönetimine acil bir çağrıda bulundu. Yargı kararının emsal niteliği taşıdığına dikkat çekilerek, Bakanlığın karara uygun hareket etmesi ve benzer gerekçelerle ek dersi kesilen tüm atölye şeflerinin mağduriyetini hızla gidermesi talep edildi.
Sendika yetkilileri, MEB'in bu konuda ivedilikle bir düzenleme yapmaması halinde, Türkiye genelinde binlerce yeni dava ile karşı karşıya kalabileceği konusunda önemli bir uyarıda bulundu. Bu karar, eğitim çalışanlarının mali ve idari haklarının korunması açısından sendikal mücadelenin kritik bir zaferi olarak kayıtlara geçti.