Tarih: 14.10.2025 10:01

“3+1 Eğitim Modeli Masada: 11. Sınıfta Çıkış, 12. Sınıfta Derinleşme

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye'nin 12 yıllık zorunlu eğitim sistemi için devrim niteliğinde bir değişiklik önerisi gündemde. Türk Eğitim Derneği'nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM, yayımladığı kapsamlı raporda, mevcut lise sisteminin gençleri hayata hazırlamada yetersiz kaldığını ve öğrencilerin %35'inin okulu 'zaman kaybı' gördüğünü belirterek köklü bir model önerdi. Önerilen '3+1' yapısına göre, öğrenciler 11. sınıf sonunda diploma alarak sınavsız ön lisansa veya iş hayatına geçiş yapabilecek. 12. sınıf ise üniversiteyi hedefleyenler için tamamen isteğe bağlı, uzmanlaşma ve akademik hazırlık yılına dönüştürülecek. Gözler, bu önerilerin Kabine toplantısında ele alınacak kararlara çevrildi.
TEDMEM'in hazırladığı "Ortaöğretimi Yeniden Düşünmek" raporuna göre, öğrencilerin 11. sınıfın sonunda lise diploması alması, doğrudan iş gücüne katılma veya sınavsız ön lisansa geçme şansı ve 12. sınıfın ise uzmanlaşma / üniversite hazırlık modülüne dönüşmesi modeli masada. Bu düzenleme, sınav baskısını azaltmayı, okulların işlevini yeniden kazanmasını ve gençleri iş hayatına daha hazır hâle getirmeyi amaçlıyor.

Eğitimde Yeni Dönem Kapıda: 11. Sınıfta Diploma, 12. Sınıfta Uzmanlaşma Dönemi Masada

Türkiye'de eğitim sisteminde köklü bir değişim rüzgârı esiyor. Kabine toplantısında ele alınması beklenen yeni model, lise eğitiminin yapısını temelden dönüştürmeyi hedefliyor. Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından hazırlanan "Ortaöğretimi Yeniden Düşünmek" raporu, 11. sınıfta diploma verilmesi ve 12. sınıfın isteğe bağlı uzmanlaşma yılına dönüştürülmesini öneriyor.

Bu öneri, hem öğrencilerin üzerindeki sınav baskısını azaltmayı hem de eğitim sisteminin gençleri hayata daha iyi hazırlamasını amaçlıyor. Raporda, artık "eğitime erişim" değil "eğitimin niteliği" tartışılmalı vurgusu yapılıyor.

Rakamlar Başarıyı, Gerçekler Eksikliği Gösteriyor

Türkiye, son 20 yılda okullaşma oranlarında önemli ilerleme kaydetti. 1997'de yalnızca yüzde 38 olan lise okullaşma oranı, bugün yüzde 90 seviyesine ulaştı. Özellikle kız öğrencilerin eğitimde erkekleri geçmesi, ülke adına dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Ancak tablo her yönüyle parlak değil. TEDMEM raporuna göre, lise öğrencilerinin neredeyse üçte biri okulu "zaman kaybı" olarak görüyor. Öğrencilerin yarısından fazlası ise okulun kendilerini hayata hazırlamadığını düşünüyor. Devamsızlık oranları da bu durumu destekliyor: genel liselerde yüzde 27, meslek liselerinde ise yüzde 46,6'ya kadar çıkan devamsızlık oranları, gençlerin eğitimden kopuşunu gözler önüne seriyor.

Yeni Model: 3+1 Yapısı ile Esnek Eğitim

TEDMEM'in önerdiği "3+1 eğitim modeli", lise sistemine yeni bir bakış kazandırmayı hedefliyor. Buna göre:

İlk üç yıl (9, 10 ve 11. sınıf) temel akademik eğitimin verildiği çekirdek dönem olarak tasarlanacak.

Bu sistem, hem sınav baskısını azaltmayı hem de lise eğitiminin gerçek bir yönlendirme aracı haline gelmesini amaçlıyor. Öğrenciler, ilgi ve yeteneklerine göre geleceğe hazırlanacak; üniversiteye gitmek istemeyenler için de "başarısızlık" değil, "alternatif başarı" tanımı yerleşecek.

Mesleki Eğitimde Yeni Yaklaşım: Teoriden Uygulamaya

Modelin bir diğer ayağını, mesleki eğitimde bütünleşme oluşturuyor. Liseler ile meslek yüksekokullarının ortak çalışacağı bir yapı öngörülüyor. Öğrenciler haftanın bir günü okulda teorik eğitim alacak, dört günü ise doğrudan iş yerlerinde uygulamalı deneyim kazanacak.

Bu yaklaşım, hem sektörlerin ara eleman ihtiyacına yanıt verecek hem de gençlere mezuniyet öncesi iş tecrübesi kazandıracak. Türkiye'nin uzun süredir çözüm aradığı "nitelikli iş gücü" açığının da bu modelle azalması bekleniyor.

Sınav Merkezli Eğitimden Hayat Merkezli Eğitime Geçiş

Uzmanlara göre, lise eğitimi giderek "üniversite sınavına hazırlık merkezine" dönüşmüş durumda. Dershaneler, özel kurslar ve test odaklı müfredatlar, öğrencileri öğrenmekten çok yarışmaya yöneltiyor. TEDMEM'in önerdiği yeni sistem, bu döngüyü kırmayı hedefliyor.

sınıfın seçmeli hale gelmesi, üniversiteye hazırlığın okul çatısı altında sürdürülmesini sağlayacak. Öğrenciler, hedefledikleri bölüme göre özel modüllerle desteklenecek. Böylece hem okulların itibarı artacak hem de ailelerin ek eğitim harcamaları azalacak.

Eğitimciler Ne Diyor?

Eğitim çevreleri, önerinin avantajlı yönlerini kabul etmekle birlikte dikkat edilmesi gereken noktaları da hatırlatıyor.
Bazı uzmanlar, 12. sınıfın isteğe bağlı hale gelmesinin sosyoekonomik farkları derinleştirebileceğini, dezavantajlı öğrencilerin eğitim hayatını erken sonlandırabileceğini belirtiyor.

Ayrıca sistemin sağlıklı işlemesi için; güçlü bir rehberlik ağı, okul-sanayi iş birliği, öğretmen eğitimi ve yasal altyapı düzenlemelerinin şart olduğu vurgulanıyor. Aksi takdirde, iyi niyetli bir reformun yüzeyde kalma riski bulunuyor.

Sonuç: Eğitimde Yeni Bir Sayfa Açılabilir

TEDMEM'in "Ortaöğretimi Yeniden Düşünmek" raporu, Türkiye'nin eğitim yolculuğunda yeni bir dönemin eşiğinde olunduğunu gösteriyor. Eğer önerilen model hayata geçerse, öğrenciler için tek çıkış yolu üniversite olmayacak.
Gençler, ilgi alanlarına uygun şekilde ya mesleğe ya da akademik yaşama yönlenebilecek.

Bu değişim, yalnızca okul kapılarında değil; iş hayatında, üniversitelerde ve ailelerin beklentilerinde de köklü bir dönüşüm yaratabilir.
Artık asıl mesele, bu dönüşümün nasıl ve ne kadar hazırlıklı yürütüleceği.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —