AK Parti İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan, "yenidoğan çetesi"ne ilişkin, "Bu ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için Meclisimizi, tüm siyasi partilerimizle birlikte sağlıkta etik uygulamaları güçlendirecek yasalar üzerinde ortak çalışmaya davet ediyoruz." dedi.

Yerebakan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, "yenidoğan çetesi"nin, sadece sağlık sistemine yönelik güven duygusunu değil, toplumun her kesiminin güvenini sarsacak kadar büyük bir vahşet olduğunu, çetenin ortaya çıkan faaliyetlerinin herkesi dehşete sürüklediğini söyledi.

Bu olayın sadece adli bir mesele olmadığını, aynı zamanda toplum değerlerine, ahlaka ve vicdana yapılmış bir saldırı olduğunu vurgulayan Yerebakan, insan hayatının en kutsal değer olduğunu, bebek hayatının ise tüm insanlık için çok kıymetli olduğunu dile getirdi. Yerebakan, bu çeteyi organize eden kişilerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini, bunun millete karşı bir borç olduğunu kaydederek, Sağlık ve Adalet bakanlıklarının tüm süreçleri kamuoyuyla paylaştığını anlattı. Yerebakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağlık Bakanlığımız gelen şikayetleri dikkatle değerlendirmiş ve denetim mekanizmalarını derhal devreye sokmuştur. Ancak bu çetenin kurnazca planlanmış yöntemleri ve derinlemesine saklanan izler nedeniyle fiziki delillere ulaşmak, başlangıçta kolay olmamıştır. Denetim süreçleri devam ederken, adli merciler bu şüpheleri daha derinlemesine araştırmak için farklı takip yöntemleriyle devreye girmiş ve sonuçta bu karanlık yapılar ortaya çıkarılmıştır. Bu süreçte adli mercilerin Sağlık Bakanlığımız ile koordineli şekilde bir arada plan yaparak 'çift kör' dediğimiz bir denetim mekanizmasıyla, kısacası denetleyenin denetlediği yerin farkında olmadan bilgisi dahilinde olmadan, aynı zamanda denetlenen kurumun da bilgisi olmadan yapılan denetimlerle ve bu saha baskını esnasında yapılan teknik takibin içerisinde yakalananlar ile bu yapılar ortaya çıkartılmıştır."

- "Sağlık hizmeti, insanlık onurunu korumanın ta kendisidir"

AK Parti'li Yerebakan, vatandaşların aklına "Bu çete neden daha önce yakalanmadı?" sorusunun geldiğini ifade ederek, daha güçlü denetim mekanizmaları kurmak zorunda olduklarını dile getirdi. Yerebakan, şunları kaydetti:

"Veriye dayalı denetim süreçlerinin, bu alçakça düzeni boşa çıkarmış ve sağlık sistemimizdeki etik dışı bu kirli yapılanmaları çökertmiş olmasını dilerdim. Bununla ilgili alınması gereken ek tedbirler, SGK'nin Sağlık Bakanlığımızla ortak çalışarak artık bundan sonra 2025 yılının başında devreye alınacak Yoğun Bakım Yönetim Bilgi Sistemi ile birlikte anlık olarak hastalarımızın verileri takip edilecektir. Dolayısıyla bir hastamız ne kadar süre yoğun bakımda yatacak, yatmakta ve yatmakta olan hastanın klinik durumunun ciddiyeti, ağırlığı ve seviyesi sistemlerimiz aracılığıyla takip edilecektir."

Sağlık sisteminin, Genel Sağlık Sigortası kapsamında herkese eşit ve erişilebilir hizmet sunan, sosyal devlet anlayışının en somut örneği olduğuna dikkati çeken Yerebakan, bu sistemin "birkaç çürük elma" yüzünden gölgelenemeyeceğini ifade etti. Yerebakan, şu değerlendirmelerde bulundu:

TBMM Genel Kurulu TBMM Genel Kurulu

"Milletimizin sağlığı, birkaç vicdansızın kurban edebileceği bir ticari alan değildir. Sağlık hizmeti, asla ve asla bir çıkar havuzu problemi değildir. Sağlık hizmeti, insanlık onurunu korumanın ta kendisidir. Sağlık sistemimizin sürdürülebilirliği ve güvenilirliği için en önemli unsurlardan biri de sağlıkta etik kurallarının tavizsiz bir şekilde uygulanmasıdır. Dolayısıyla sağlık hizmetlerini sadece teknik bir alan olarak değil, etik bir sorumluluk olarak görmek ve bu doğrultuda hareket etmek hepimizin ortak görevi ve kırmızı çizgisidir. Bu ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için Meclisimizi, tüm siyasi partilerimizle birlikte sağlıkta etik uygulamaları güçlendirecek yasalar üzerinde ortak çalışmaya davet ediyoruz. Etik dışı davranışların önüne geçmek için sağlıkta etik yasalarının genişletilmesi, yalnızca sağlık çalışanlarının değil, aynı zamanda hastane yönetimlerinin, sigorta şirketlerinin ve tüm sağlık sektöründeki aktörlerin sorumluluğunu artıracak şekilde kapsamlı bir çerçeveye oturtulmalıdır."

Kaynak: aa