Politika

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MKYK toplantısına ilişkin açıklamada bulundu: (2)

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Konferans Salonu'nda yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, herhangi bir şekilde erken seçim olmayacağını belirterek, "Önümüzdeki 3,5 yıl milletimize hizmet noktasında etrafımızdaki istikrarsızlıkları çok dikkatli takip ederek, Türkiye'nin istikrarlı ilerleyişini koruyarak, etrafımızdaki güvenlik problemlerine karşı müteyakkız bir şekilde davranarak, Türkiye'nin güvenli bir ülke olma vasfını koruyarak yolumuza devam edeceğiz." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Konferans Salonu'nda yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.

İsrail'in, Gazze'deki soykırıma devam etmesi ve bunu Batı Şeria'ya taşırmaya çalışmasının, Batı Şeria'dan Lübnan'a, Lübnan'dan Suriye'ye, İran'da olan gerilime kadar geniş bir coğrafyayı egemenliği altına almaya çalışması olduğunu dile getiren Çelik, "Hiçbir savaş hukuku, hiçbir uluslararası hukuka dair umde gözetilmeden yapılan bu faaliyet açık bir soykırımdır ve dünya buna sessiz kaldıkça da bu soykırımın ortağı olmaya devam etmektedirler." dedi.

Uluslararası sistemin ve hukukun, İsrail söz konusu olduğunda işletilmediğini belirten Çelik, "Yarın bir gün uluslararası kurumların ve uluslararası mekanizmaların katılımcısı düşmeye başlarsa, bunlar başkaları tarafından da artık dikkate alınmamaya başlarsa, bugün bu kararları alanlar, bu sessizliğe gömülenler ya da İsrail'in Netanyahu hükümetinin bu katliamlarına örtülü destek verenler bunun sorumlusu olacaklar." diye konuştu.

Sadece Müslümanlara ve camilere dönük değil, kiliselere dönük olarak da saldırılar yapıldığını belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Burada yapılmaya çalışılan şey, bir ırkçılık ve soykırımcılık üzerinden ne Müslümanlara ne Hristiyanlara nefes aldırmayan siyonist bir işgal faaliyetinin oradan başlayarak bütün bölgeye yaygınlaştırılmasıdır. Burada durduruldu durduruldu, burada durdurulmazsa herkes bu bölge savaşının sorumluluğunu paylaşmak durumunda kalır. Bizim bununla mücadelemiz devam edecek. Cumhurbaşkanımızın önümüzdeki dönemde New York'ta Birleşmiş Milletler Zirvesi'nde ve diğer platformlarda güçlü mesajları ve temasları bu şekilde gerçekleşecek."

- "Bu kendileri açısından kötü bir espri olmaktan öteye geçmez"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 2026 baharında ya da gelecek yıl kasımda erken seçim ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tekrar aday olabilmesi için yaptığı çağrıya ilişkin, bir yarışma olsa bu sözlerin "2024 yılının en kötü esprisi" olarak birinci seçileceğini söyledi. Çelik, "Cumhurbaşkanımızı herhangi bir seçimde yenebileceğini düşünmesi Özgür Özel'in, hiçbir şekilde bir siyasi değerlendirme olarak ele alınamaz. Bu kendileri açısından kötü bir espri olmaktan öteye geçmez." dedi.

Özel'in, "Biz seçim falan istemiyoruz önce belediyelerde hizmet edeceğiz." şeklindeki sözlerini anımsatan Çelik, belediyelerde ortaya koyulan bir hizmet olmadığını söyledi.

Aksine CHP'nin, belediyelerde sürekli olarak hizmetlerin aksaması, sel felaketleri ve diğer konulardaki çaresizlikle ve daha çok da akraba atamalarıyla gündeme geldiğini ifade eden Çelik, "Bütün bu tartışmanın erken seçim tartışmasıyla örtbas edildiğini değerlendiriyoruz. İkinci bir konu da, CHP ile ilgili olarak gündeme gelen konu şu, CHP'deki aktörler arasında kimin liderlik yarışında öne geçtiği, kimin niyetinin ne olduğu, kimin kimi ziyaret ettiği. Eskiden bu seçimden önce altılı masa çerçevesinde bu ziyaret trafiği sürekli olarak konuşuluyordu, şimdi CHP'deki siyaset trafiği altılı masanın bir küçük prototipi haline dönüştü." değerlendirmesini yaptı.

Bu çerçevede erken seçim tartışmasının gündeme getirildiğini ifade eden Çelik, "Herhangi bir şekilde erken seçim yok. Önümüzdeki 3,5 yıl milletimize hizmet noktasında etrafımızdaki istikrarsızlıkları çok dikkatli takip ederek, Türkiye'nin istikrarlı ilerleyişini koruyarak, etrafımızdaki güvenlik problemlerine karşı müteyakkız bir şekilde davranarak,Türkiye'nin güvenli bir ülke olma vasfını koruyarak ve yine hizmet siyasetinde, eser siyasetinde daha ileri adımlar atarak yolumuza devam edeceğiz. Bizim için bu 3,5 yıl, Türkiye Yüzyılı çerçevesinde atacağımız adımlar için son derece kritiktir, o şekilde değerlendirmek lazım. Ben şöyle bir öneride bulunabilirim, şu anda sadece erken seçimle ilgili konuşulacak konu, tüzük kurultayı söz konusu olduğunda CHP'nin içinde bir erken seçim var, onun o şekilde değerlendirilmesi lazım." diye konuştu.

- "Türk Silahlı Kuvvetleri göz bebeğimizdir"

Ömer Çelik, Kara Harp Okulunun mezuniyet töreninde bir grup yeni mezun teğmenin kılıçlarını çekerek and içtiği görüntülere ilişin AK Parti'nin görüşlerinin sorulması üzerine, ülkenin tarihinde ve dünya tarihinde ilk defa kara, hava ve deniz kuvvetlerinde 3 kız öğrencinin birinci olduğuna dikkati çekerek, "Biz, 'Türkiye Yüzyılı kadınların da yüzyıl olacak', 'Türkiye Yüzyılı bir bakıma da kadınların yüzyılı' diyorduk. Bu mottomuzun altını dolduran yaklaşımlardan, sonuçlardan bir tanesi oldu." dedi.

"Türk Silahlı Kuvvetleri göz bebeğimizdir." diyen Çelik, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her zaman için vatan görevini yüksek bir şuurla ve disiplin anlayışıyla yapmasının esas olduğunu dile getirdi.

Geçmişte ordunun üzerinden, askeri vesayet üretilmesinin birtakım yabancı projeler çerçevesinde en çok Türk Silahlı Kuvvetlerine zarar verdiğine işaret eden Çelik, gençlerin mezuniyet sevincini vatandaşların paylaşması ve takdir etmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Çelik, bu görüntüler neticesinde birilerinin yaptığı açıklamalara bakarak, geçmişte yaşanmış birtakım kötü tecrübelerin anımsatılması, demokratik hafızada iz ve yara bırakmış birtakım olayların gündeme gelmesi konusunda da demokratik hakkını kullanan vatandaşların eleştirinin de takdirle ve saygıyla karşılanması gerektiğini söyledi.

Burada, "kötü niyetli bir konu" olduğuna dikkati çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birtakım siyasetçi, aydın, emekli asker bu görüntülerden işte 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir mesaj verildi' ve 'Bu görüntülerden işte hükümete karşı bir mesaj verildi'. İşte 'Hükümet Türkiye'yi şöyle şöyle kapatmaya çalışıyordu, AK Parti'ye buna karşı bir direniş kılıcı çekildi' gibisinden üslupla konuşmaları, asıl bunların yaptığı şey işte o eski vesayet anlayışının diriltilmeye çalışılması meselesidir. Bir de bunlara cevap vereyim derken, milletin imkanlarıyla göz bebeği gibi baktığı Türk Silahlı Kuvvetlerinin geleceği için yetiştirilmiş bu teğmenlere hakaret edilmesi de kabul edilemez. Bunlar milletin evlatlarıdır."

Çelik, geçmişteki askeri vesayet sorunlarını anımsatarak, bunların orduyu yıprattığını anlattı.

Herhangi bir şekilde silahlı kuvvetlerin içerisine vesayet sokulması konusundaki hassasiyetlerinin son derece yüksek olduğunu vurgulayan Çelik, "Burada da şu kavramın altını sık sık çizdik, hukuk dışı vatanseverlik olmaz. Vatanseverlik hukukun içinde kalarak olur." ifadelerini kullandı.

Geçmişte hükümete muhtıra verildiğini de anımsatan Çelik, "Bütün bunları yaşamış olarak, tecrübemiz ortadadır. Burada dikkatimiz yüksektir. Demokratik denetleme mekanizmaları en güçlü şekilde çalıştırılmaktadır. Herhangi bir vesayete, herhangi bir yanlış uygulamaya herhangi bir şekilde müsaade edilmez." dedi.

Çelik, yemin töreni üzerinden birtakım haddini aşan kişilerin, "hükümete kılıç çekti" dediklerinde, onların kafasındakinin eski Türkiye'yi, eski Türkiye'deki vesayet unsurlarını tekrar diriltmek olduğunu, vatanseverlik olmadığını, milletin seçtiği hükümete kılıç çekmek ya da namlu doğrultmayı marifet zannettiklerini net bir şekilde gördüklerini aktardı.

Birinci olan teğmenlerin, Türkiye'nin güvenliği için gerekeni yapacaklarını vurguladığı konuşmalarına dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

"Bu yemin namus ve şeref üzerine yapıldı. Silahlı kuvvetlerin yeni mezunları ülkenin geleceği içindir ve burada etrafımızdaki coğrafyadaki istikrarsızlık söz konusu olduğunda göz bebeğimiz silahlı kuvvetlerin asıl işine, ülke güvenliğiyle ilgili işine odaklanması konusundaki hassasiyetimiz yüksektir. Her şey incelenir, değerlendirilir, bir disiplinsizlik varsa bu disiplinsizliğe ya da bakılır ama burada dışarıdan söz söyleyerek, hem bu görüntü üzerinden bir vesayet hortlatmaya çalışan birtakım emekli askerlerin, siyasetçilerin, birtakım yazarların tutumu da yanlıştır. Bu genç arkadaşlarımıza dönük birtakım hakareten söylemler de kullanılması yanlıştır. Yanlış, gereken mekanizmalar içerisinde tespit edilecek şekilde bir tecrübe vardır, yanlış yapılırsa bunun gereği yapılır."

- "Cumhurbaşkanımız olarak aynı zamanda ordularımızın başkomutanıdır"

Çelik, esas vatanseverliğin "anayasal düzene sadakat", esas askerlik görevinin "anayasal düzene sadakat içerisinde bu yolda millete hizmet etmek" olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir de şöyle bir şey yapılıyor, birtakım çevreler tarafından. Silahlı kuvvetlerin, ebedi başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saygı gösterdiği zaman 'bu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ya da hükümete mesajdır' gibisinden maalesef son derece sağlıksız ve çarpık bir zihniyetle bu konuları ele alanlar var. O zaman silahlı kuvvetlerin ebedi başkomutanı Atatürk'e gösterilen saygıyı, silahlı kuvvetlerin şimdiki komutanı devletimizin başı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a dönük bir şey olarak konumlandırmaya çalışmak da son derece sağlıksızdır. Bunu yapan varsa bunun da gereği yapılır. Ama Cumhurbaşkanımız bugün devletin başı olarak ve Cumhurbaşkanımız olarak aynı zamanda ordularımızın başkomutanıdır. Bu devlet bilinciyle, siyaset bilinciyle, demokratik bilinçle bu anayasal düzen bilinciyle hareket etmek gerekir. Bu çocukların sevincine iyi niyetle katılan vatandaşlarımızın bu sevince katılmaları da çok saygıdeğerdir."

"Birtakım eski Türkiye'deki hareketlilikler mi oluyor?" diyerek demokratik uyarıda bulunan, meşru hükümete dönük birtakım hassasiyetleri hatırlatan vatandaşların bu yaptıklarının da saygıdeğer olduğunu aktaran Çelik, silahlı kuvvetlerin genç mensupları üzerinden bir vesayet üretmeye çalışanların yaptıklarının kabul edilebilir olmadığını kaydetti.

Çelik, milli iradeyi koruma, her türlü vesayete karşı durma konusunda ilk günkü kararlılıklarından daha fazla kararlı olduklarını vurguladı.

(Sürecek)

{ "vars": { "account": "G-KW05LWMTBL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }