TBMM (AA) - AK Parti İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan, "Son 20 yılda Anadolu'nun dört bir yanına üniversiteler kurarak bilgiye erişimi demokratikleştirdik." dedi.
AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin, "Türkiye olarak 51 maddenin tamamını birincil ve ikincil hukuki düzenleme olarak gerçekleştirdik. 'Sözleşme korur' ifadesi, kadına yönelik şiddeti araçsallaştıran bir balon ifadedir." diye konuştu.
TBMM Genel Kurulunda Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim bakanlıklarının 2025 yılı bütçeleri üzerinde AK Parti milletvekilleri söz aldı.
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Tuba Köksal, kadın, aile, çocuk, engelliler, şehit ve gazilerle ilgili tüm meselelerin siyaset üstü bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, görev alanı nedeniyle toplumun tüm kesimlerine kol kanat gerdiğini ifade eden Köksal, "Geleceğimiz olan çocuklarımız görev ve sorumluluk alanlarımızın başında gelmektedir. Çocuklarımıza, aile değerlerimize, savunmasız insanlarımıza adeta taarruz halinde gelen maddi ve manevi saldırılara karşı birlik olmazsak, tek taraflı bir biçimde bu işin üstesinden gelemeyiz." diye konuştu.
AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda AK Parti iktidarları döneminde çok ciddi düzenlemeler yapıldığını; kadına yönelik şiddetin ilk defa AK Parti döneminde suç sayıldığını, "kadın-erkek eşittir" ifadesinin de Anayasa'ya girdiğini vurguladı.
İstanbul Sözleşmesi üzerinden bir tartışma yürütüldüğünü dile getiren Keşir, şöyle konuştu:
"İstanbul Sözleşmesi'ni 46 ülke imzaladı. Bunlardan 6'sı hiçbir şekilde parlamentosuna getirmedi, 7 ülke de parlamentodan geçirmesine rağmen hiçbir düzenleme yapmadı, 26 ülke de şerh koydu. Geçen mayıs ayında Avrupa Konseyi 51 maddelik bir deklarasyon yayımlayarak, 'sözleşmeyi imzaladınız ama hiçbir şey yapmadınız. 51 maddeyi Haziran 2027'ye kadar uygulayın' dedi. Hiçbir ülke sözleşmenin gerektirdiği kanuni düzenlemeyi yapmadı. Türkiye olarak 51 maddenin tamamını birincil ve ikincil hukuki düzenleme olarak gerçekleştirdik. 'Sözleşme korur' ifadesi, kadına yönelik şiddeti araçsallaştıran bir balon ifadedir. Biz Türkiye olarak kanun çıkaran yegane ülkeyiz."
- "Sosyal yardım bütçesi 500 milyar lirayı aşmıştır"
AK Parti İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrencilere desteklerini anlatarak, bugüne kadar yapılan çalışmalardan bahsetti.
Türkiye'nin, Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) 2023 sonuçlarına göre, 4'üncü sınıf fen bilimleri alanında OECD ülkeleri arasında 2'nci, bu alandaki ortalama puanıyla tüm Avrupa ülkeleri arasında da birinci sıraya yerleştiğine işaret eden Kadak, muhalefeti eleştirerek, "TIMSS verilerini bugüne kadar sizler çokça dillendirdiniz ama birinci olunca neden dillendirmediniz?" diye sordu.
AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan politikalarla yalnızca ihtiyaç sahiplerini desteklemekle kalmadıklarını, toplumun her bir ferdini kapsayan, insana dokunan projeler geliştirdiklerini dile getirdi.
Sosyal yardımlara ayrılan bütçenin 2002'de 1,3 milyar lira olduğuna işaret eden Öztürk, "Bugün ise bu rakam 500 milyar lirayı aşmıştır. 2002 yılında 4'le sınırlı olan sosyal yardım programı bugün 50'nin üzerine çıkmış durumdadır. Bu artış vatandaşlarımızın refahını artırmayı ne kadar önemsediğimizin en somut göstergesidir. Engellilerimize, yaşlılarımıza, kadınlarımıza ve çocuklarımıza yönelik özel hizmetler sunan kapsamlı projelerle sosyal devlet anlayışını her alanda güçlendirdik." ifadelerini kullandı.
- "Türk akademi dünyası dün olduğundan çok daha özgüvenli, çok daha iddialıdır"
AK Parti İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan, AK Parti'nin iktidara geldiği günden bu yana, Türkiye'yi sadece ekonomi ve altyapı alanlarında değil, aynı zamanda insan kaynağı, entelektüel sermaye ve bilimsel üretkenlik konularında da güçlendirmek için çalıştıklarını vurguladı.
"Her genç potansiyeliyle bir cevherdir ve eğitim bu cevheri işleyen usta eldir inancıyla son 20 yılda Anadolu'nun dört bir yanına üniversiteler kurarak bilgiye erişimi demokratikleştirdik" diyen Yerebakan, şunları kaydetti:
"Böylece gençlerimiz büyükşehirlere mecbur kalmadan, yörelerinde gelişen, büyüyen ve uluslararası arenaya açılan bilgi merkezlerine kavuşmuş oldu. Bu reformlar sayesinde yükseköğretimi bir imtiyaz olmaktan çıkarıp milletimizin her ferdine eşitlikçi ve erişebilir bir hizmet haline getirmeyi hedefledik. Üniversitelerimiz, bulundukları yerlerde kalkınmayı destekleyen merkezler haline gelirken, gençlerimizin hayallerine giden yolları genişletmiştir. Ancak üniversite sayısının artırmanın ötesinde asıl önemli olan bu üniversitelerin nitelikli akademik kadrolara, araştırma imkanlarına ve uluslararası standartlarda programlara sahip olmasıdır. Bir ülkenin eğitim kalitesi, bir ulusun dünyadaki yerini belirleyen en kilit faktördür. İşte tam da bu vizyonun tezahürü olarak 2017'de yapılan yasal düzenlemelerle Yükseköğretim Kalite Kurulu devreye girmiştir."
Kurulun, ulusal ve uluslararası kalite standartlarına dayanarak üniversitelerin eğitim, araştırma ve idari süreçlerini değerlendiren, kalite ve akreditasyon mekanizmalarını güçlendiren bir kurum haline geldiğine dikkati çeken Yerebakan, "Bilimsel yayın sayımızdaki artış, uluslararası projelerdeki varlığımız ve dünya sıralamalarındaki yükselişimiz, bu hamlenin somut sonuçlarıdır. Bugün Türk akademi dünyası dün olduğundan çok daha özgüvenli, çok daha iddialıdır." diye konuştu.
- "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni yeni bir ruh aşısı olarak kabul ediyoruz"
AK Parti Erzurum Milletvekili Mehmet Emin Öz, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile eğitimde yeni bir yol haritası çizdiklerini ve bireylerin potansiyellerini dikkate alan, sorgulayan, insan odaklı, ahlaki değerleri içselleştirmiş, şahsiyetli, sorumluluk sahibi, milli ve manevi değerlerine bağlı bireyler yetiştirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Öğretmenleri, bilgi aktarıcısı değil bireyleri hayata hazırlayan sanatkarlar olarak gördüklerini anlatan Öz, "Bu modeli milletimizin Anadolu'daki 2000'nci yılında yeni bir ruh aşısı olarak kabul ediyoruz. Bu, modern çağın ihtiyaçlarına uygun bir eğitim devrimidir. 2002'de Millî Eğitim Bakanlığı pay alan kurumlarda 4'üncü sıradayken şimdi 1'inci sıraya yükselmiştir." şeklinde konuştu.