4. İstanbul Eğitim Zirvesi'nde "Yarını Şekillendirmek: Gençler Eğitimde Eşitliği ve Sürdürülebilirliği Nasıl Sağlayabilir" başlıklı panel gerçekleştirildi.
Türkiye Maarif Vakfının "Eşit ve Daha Adil Bir Toplum ve Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Eğitim" temasıyla çevrim içi düzenlediği ve Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu zirvedeki panelin moderatörlüğünü, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Umut üstlendi.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli Dr. Ümmühan Zeynep Bilgili, panelde yaptığı konuşmada, eğitimde eşitlik ve adalet anlamında umudun her zaman olduğunu söyledi.
Görsellerden yararlandığı sunumunda kuş yuvalarını gösteren Bilgili,
"Kuşlar, bulabildikleri her şeyi kullanarak yuva yapıyor. Fotoğrafta gördüğünüz gibi bazen plastikleri de kullanıyorlar. Sistemin sorunları olsa da elimizdeki kaynakları kullanarak güzel şeyler üretmemiz gerekiyor." dedi.
Bilgili, sözlerine şöyle devam etti:
"Eğitimdeki eşitlik, sadece aynı materyalleri sağlamak değil; oradaki öğrencilerin ihtiyaçlarına göre kaynakları onlara sunabilmektir. Özellikle üzerinde düşünülmeyen, fark edilmeyen öğrencileri fark edip onların ihtiyaçlarını gördükten sonra sorunları çözecek sistemleri oluşturabiliriz. Örnek vermek gerekirse, bir öksürük sorunu yaşıyorsanız, bir doktora gittiğinizde ana amacımız sadece öksürüğü durdurmak olmamalıdır. Onun kaynağı ve sebebi nedir diye düşünmeliyiz. Sınıf içerisinde de bu böyledir. Bazen sorun öğrencide değildir; belki de sorunun kaynağı sunumlardadır."
İnsanların ellerindeki imkanlarla geleceği inşa etmeye çalıştıklarına değinen Bilgili,
"O yüzden bizlerin onlara gerekli araçları sağlaması gerekiyor. Gençler halihazırda sistemleri değiştiriyor. Ancak onların ihtiyaç duydukları araçları onlara sunmalıyız." diye konuştu.
- "Değer temelli bir eğitim modeli, yalnızca öğrencileri değil, toplumu da dönüştürür"
Mardin'de doğup büyüyen ve Chicago Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden mezun olan Yılmaz Acar da değerler üzerine inşa edilen eğitimin toplumda sürdürülebilirlik ve adaleti sağlayan bir unsur haline geleceğini ifade etti.
Değer ve ahlak temelli eğitim modelinin önemine dikkati çeken Acar,
"Herhangi bir eğitim programı, mutlaka etik bir temele dayanmalıdır. Öğrencilerin karakter gelişimine katkı sağlamalı ve topluma fayda yaratmalıdır. Sürdürülebilirlik konusunu ele aldığımızda, bu yalnızca ekonomi ve çevre ile sınırlı değildir. Aynı zamanda nesiller arası eşitlik ve adalet konularını da içerir. Eğitim sistemleri, çağdaş nesillerin gelişimine katkı sağlarken gelecek nesiller için de sorumluluk hissiyatı yaratmalıdır." ifadelerini kullandı.
Acar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğitim sadece sınıf ortamıyla sınırlı değil, toplum içinde devam eden bir süreçtir. Bu nedenle, deneyimlerimde gördüğüm gibi, eğitim bireyi daha iyi bir insan yapıyorsa ve topluma fayda sağlıyorsa başarılı bir eğitimdir. 2023 Şubat ayındaki depremler sırasında, sınıf arkadaşlarımla birlikte yerel topluluklara destek vermek için bölgeye gittik. Oradaki insanlarla yemeklerimizi paylaştık, aynı çatı altında dondurucu soğuklarda birlikte kaldık. Bu deneyim, eğitimin anlamını ve değerini bir kez daha anlamamı sağladı. Eğitim, sadece pozitif değişim yarattığında anlamlıdır. Değer temelli bir eğitim modeli, yalnızca öğrencileri değil, toplumu da dönüştürür."
-"Eğitim bir önceliktir ve temel bir hak olarak herkes için eşit şekilde sağlanmalıdır"
Samsun Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü öğrencisi Bejda Torbani eğitimde gençlerin çözüm noktasında kritik bir rol oynadığını dile getirerek,
"Gençlerin de bu katkıyı sağlayabilmesi için sorumluluğa hazır olmaları gerekiyor. Kritik düşünme becerilerini geliştirmeleri, iyi ve kötüyü ayırt edebilmeleri ve kendi fikirlerini ifade etme konusunda başarılı olmaları şart. Çünkü ancak bu şekilde daha iyi bir eğitim sistemi oluşturabiliriz." yorumunda bulundu.
Kişisel kazanımlardan daha çok empati kurmanın önemine değinen Torbani,
"Hatırlıyorum, bir gün arkadaşlarıma yardım ederken öğretmenim beni gördü ve bana madalya verdi. Bu kibarlık gösterdiğim için verilen bir ödüldü, başarılı olduğum için değil. Eğitim her zaman kazanmakla ilgili değildir; diğer insanlara nasıl davrandığımızla ilgilidir. Empati kadar önemli bir diğer nokta da özgüvendir. Eğer kendimizi sevmezsek, kendi kimliğimizi ve köklerimizi benimsemezsek, başkalarını nasıl sevebiliriz?" diye konuştu.
Eğitime erişimi olmayan Filistinli çocuklara da dikkati çeken Torbani, şunları ifade etti:
"Filistinli çocukları düşünün; onlar sınıfta öğrenim görmekten zevk almak yerine korku içinde yaşıyorlar. Ancak biz burada, gençlerin hayallerinin temsilcileri olarak duruyoruz. Eğitimin bir hak olduğunu, bir ayrıcalık olmadığını göstermek için buradayız. Eğitim, bir önceliktir ve temel bir hak olarak herkes için eşit şekilde sağlanmalıdır. Eğitim, sadece sınıfta öğretilen bir şey değildir. Sınırları aşar, kültürleri birleştirir ve bireyleri geleceğe hazırlar. Hep birlikte çalışarak eğitimi daha eşit ve erişilebilir hale getirebiliriz."
-"Engelleri ortadan kaldırmak eşit bir eğitim sisteminin temelini oluşturur"
Zirvenin en geç katılımcısı olan Filistin kökenli 16 yaşındaki Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Ahmed Elkahlout,
"Dünyanın gözü önünde, Gazze gibi yerlerde yaşayan insanların normal bir hayat sürmesi sürekli engelleniyor. Gençler olarak bizler, geleceğimizi kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Ne yazık ki bu durum sadece Gazze ile sınırlı değil; küresel bir sorun olarak hepimizin kaderini etkiliyor." diye konuştu.
Eğitimdeki eşitsizliği azaltmak için herkesin bilgiye erişiminin sağlanması gerektiğini dile getiren Elkahlout, sözlerini şöyle tamamladı:
"İklim krizi, adaletsizlik ve sistemik ayrımcılık gibi engelleri ortadan kaldırmak, eşit bir eğitim sisteminin temelini oluşturur. Her bireyin eğitimde eşit haklara sahip olduğu bir sistem, hem öğrencilerin gelişimine katkı sağlar hem de toplumsal kalkınmayı destekler. Eğitim, sadece geçmişten gelen alışkanlıklarla değil, teknolojik gelişmeler ve iklim değişikliği gibi güncel sorunları ele alarak geleceğe uyum sağlamalıdır. Aksi halde, eğitimdeki eşitsizlikler azalmak yerine daha da derinleşir."